Silent Living’in kurucusu João Rodrigues, yeni toprakların ve yeni deneyimlerin heyecanını, alışılagelmiş ev konforu yaşamanın karşısına koyar. Tasarımcı, anavatanı Portekiz’de Silent Living’i kurarak konuklarına gerçek anlamda evlerinden uzakta farklı türden bir deneyim ortamı sunar. Doğanın ortasında küçük ölçeklerde farklı birimlerde konumlanmış, doğa ile bütünleşik sessizliğin ortasında farklı yaşam biçimlerini bir araya getirir.
Sado nehri kıyısında bir küçük balıkçı kulübesinden Monsaraz’daki modern mimari tasarımlara kadar Silent Living birçok farklı biçim alır. Ortaklaştıkları payda ise, sessizliğin ortasında bir yerde bulunmalarıdır. Bu beş farklı projesinin her birinde Mimar Manuel Aires Mateus ile birlikte çalışan Rodrigues çağdaş ve gelenekseli harmanlayarak ortak bir tasarım dili yaratırlar.
Her bir projenin kendisi, çocukların ev çizimlerinin canlanması kadar büyüleyici bir nitelikte bir o kadar basit; dört duvar, büyük dikdörtgen açıklıklar ve eğimli doğal malzemelerden üretilmiş bir çatıdan oluşur. Burada etkileyici deneyimsel atmosferi kuran ise küçük ayrıntılardır. Malzemenin dokuları, doğa ve renklerin ilişkisi, rüzgarın yönü ve sesi. Rodrigues’e göre bu durum, sessiz yaşamın tanımının zorluğunu yaratır. Çünkü onun için sessiz yaşamın başladığı ve bittiği anın bir çizgisi yoktur, muğlaktır.
Sonuç olarak Silent Living’in başarısı tüm bu ilişkilerin bütünselliğinden kaynaklanıyor. Boşluğun, sessizliğin, doğanın birlikteliği mekanı kuran başat faktörler olarak yer alıyor. Bu bütünsellik üretilen mimari yapıtlar ile eşsiz deneyimler sunan bir ütopyaya dönüşüyor.
Referans:
https://studiofenice.ch/silent-living-joao-rodrigues-on-architecture-design-and-the-idea-of-home/
Comments